TEKNİK SERVİS ALANI
Dereceli Eksantrik Mili Nasıl Çalışır?
Dereceli Eksantrik'ten güç çıkmasını sağlayan temel unsur subaplarin açılıp kapanma ve açık kalma zamanlarinin degismesidir. Bu konuda Teknik Bilgi olarak bilinmesi gereken birkaç kavram vardir:LIFT: Lift, eksantrik milinin subaplari ne kadar bastırdığını gösteren değerdir.DURATION: Subapin yatagindan çıktığı zamanki derece ölçümüdür.
OVERLAP: Giriş ve çıkış subaplarinin aynı anda açık olduğu sürenin derecesidir. Giriş eksantrik milinin açılış numarası çıkış eksantrik milinin kapanış numarasına eklenerek hesaplanır.
POWER BAND: Eksantriğin gücünü verimli bir şekilde verebildiği devir aralığıdır.Bu kavramlari daha iyi anlayabilmek için şu örneğimize göz atabilirsiniz...
Ford Escort 1.8 16V için Piper Cams BP270 eksantrik mili:
Dereceli Eksantrik Mili Ne Kadar Güç Verir?
Cadde otomobilleri için üretilmiş eksantrikler derecelerine ve kullanıcının seçimine göre 10bg ile 25 bg arasinda güç üretebilecek kapasitedelerdir, yarış otomobilleri için üretilmiş eksantrikler ise çok daha yüksek olarak 80-100bg'lere kadar güçler üretebilmektedirler.Daha ayrıntılı ve özel bilgi almak için Eksantrik Mili Üreticilerimizden ilgilendiğiniz markayı seçerek devam edebilirsiniz
Eksantriklerin hangi özellikleri neleri etkiler?
Eksantrikleri tanımlarken üreticilerin kullandıkları bir çok özellik vardır. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanların aracın motor gücünü nasıl etkilediğini bilmek, eksantrik mili seçiminizde size yardımcı olabilir.
PATİNAJ ÖNLEME SİSTEMİ (ASR) Patinaj Önleme Sistemi, harekete geçme ve hızlanma sırasında döndürülen tekerleklerin patinaj yaparak dönmesini engeller. Bu şekilde ASR, ABS'nin hızın yavaşlaması sırasındaki yapmış olduğu görevi hız artarken yapar. Her iki emniyet sistemi lastik tekerlekler ve zemin (otoyol) yüzeyi arasında en ideal bir tutunma durumunun sürekliliğini sağlarlar. Harekete geçme ve normal hareket durumunda ABS kullanılmaz. Buna rağmen tekerlek algılayıcıları (sensör) sürekli olarak tekerlek devir sayılarını ölçerler ve elektronik sistemde bu ölçümleri karşılaştırırlar. Patinaj önleme sisteminin parçaları ABS bölümlerine (yapı elemanlarına) kısmi olarak takılarak kullanılır. Bundan dolayı her iki sistem de araca birlikte monte edilirler.Xenon - Bi-Xenon far ve ampuller
Xenon far : Genellikle sadece kısa farda Xenon far kullanılır. Kullanılan kısa far projektörü Xenon ampulün optiğine göre tasarlanmıştır.Işık dağılımının istenen yönde düzgün ve keskin olması için mercekli ellipsoidal projektörler kullanılır. Az olsa da reflektör tabanlı Xenon far kullanan üreticiler de bulunmaktadır.
Hem maliyet hem de Xenon ampulun uzun ısınma süresi nedeni ile uzun farda klasik halojen uzun far reflektörü ve halojen ampul kullanılmaktadır.Xenon ampul : Ampulün içine özel bazı metalik gazlar doldurulmuştur. İçinde bulunan iki elektrotun arasında sıçrayan ark ile ışık elde edilir.
Çalışması için özel bir ballasta ihtiyaç duyar. İlk çalışma gerilimi yaklaşık 23000 volttur. Gerçek performansına ulaşabilmesi için 10 sn. kadar ısınması gerekmektedir. Isındıktan sonra 85V gerilimle çalışır.
Bi-Xenon far : Bi-Xenon farda hem kısa hem de uzun far ışığı Xenon projektöründe üretilir.
Bi-Xenon sistemi kısa far açıkken çalışır, kısa far kapalıyken sellektör için ayrı bir halojen reflektörü ve ampulü kullanılmaktadır.
Projektörün içindeki bir solenoide bağlanmış olan siperin yukarı-aşağı hareketi ile kısa-uzun far geçişi sağlanır.Halojen far : Günümüzde üretilen otomobillerin çok büyük bir çoğunluğunda halojen farlar kullanılmaktadır. Kısa ya da uzun far üretiminde sıklıkla tercih edilmesinin en önemli nedeni maliyetinin daha ucuz olması ve kolay uygulanabilir olmasıdır.
Otomobil üreticileri maliyet, dizayn ve benzeri nedenlerle farklı far türleri kullanabilmektedirler. Bir otomobil farının yüzeyi içinde kullanılacak ampule göre çok güçlü bilgisayarlarda dizayn edilir.
Örneğin H4 ampulle kısa ve uzun far tek reflektörde kullanılabilir. H7 ya da H1 ampullerle kısa ve uzun farı ayrı ayrı reflektörde kullanılabilir. Bundan dolayı farklı tiplerde halojen ampul çeşitleri üretilmektedir.
Common-Rail Sisteminin Yapısı
Common-Rail sistemi yeni geliştirilen bir dizel direkt püskürtme sistemidir. Bu yeni geliştirilen sistemin, bugüne kadar kullanılan aynı türdeki sistemlere göre yakıt sarfiyatı konusunda bazı avantajları olmakla birlikte egzoz gazı emisyonu, çalışma sistemi ve gürültü oluşumunda da net bir şekilde daha üstün olduğu görülmüştür. Gelecek vaad eden bu tekniğin anahtar kelimeleri “tutuculu püskürtme” veya “ortak boru” anlamına gelen “Common-Rail”dir. Direkt tahrik edilen blok veya tek pompalı sistemlerden farlı olarak Common-Rail’de basınç oluşumu ve püskürtme ayrılmaktadır. Geleneksel dizel direkt püskürtücüleri yaklaşık 900 bar’lık basınç ile çalışırken, Common-Rail Sistemi, yakıtı 1350 bar’a kadar yükselen bir basınç ile ortak bir boru üzerinden enjektörlere dağıtır. Elektronik motor kumandası, bu yüksek basıncı, motorun devir sayısına ve yüküne bağlı olarak ayarlar.
Püskürtmeyi, enjektörler üzerinde bulunan ve süratle anahtarlanabilen manyetik supaplar sağlamaktadır. Bu da yine püskürtme olayının şekillendirilmesi, püskürtme miktarının ölçülmesi ve yakıt püskürtmesi bakımından yeni imkanlar sağlamaktadır. Ayrıca yine bu imkanlar sayesinde yeni sistemin mükemmel bir avantajı olan Pilot (ön) Püskürtme ortaya çıkmaktadır.
Pilot püskürtme, esas ana püskürtmeden önce oluşarak yakıtın yanmasına ilişkin çıkış oranlarını yüksek derecede iyileştirmektedir. Ön veya çoklu püskürtme, süratli manyetik supaplarına çok kere kumanda edilmesi ile oluşturulur. Böylece hem zararlı madde ve gürültü emisyonu hem de dizel motorlarının sarfiyat değerleri daha da azaltılmaktadır. Common-Rail sistemi, motorda önemli değişiklikler yapılmadan, kullanılan püskürtme sisteminin yerini alabilmektedir.
4 Tekeri güçlendirme sistemi
( Four wheel drive ) Klasik sistemlerde otomobiller ya ön aks mili üzerinde bulunan 2 tekerlek (önden çekmeli) veya arka aks mili üzerinde bulunan 2 tekerlek (arkadan itmeli) beraber tahrik olurken bu sistemde yolun koşullarına ve ihtiyaca bağlı olarak ön ve arka aks üzerinde bulunan 4 tekerlekde birlikte aynı anda ve çoğu kez aynı güç oranlarında harekete geçirilirler. Başka bir ifadeyle aracın motor gücü 4 tekere birden iletilmektedir.Bu sistemi seri üretim olarak araçlarına uygulayan ilk firma Subaru olmuştur. Daha sonra 1980 yılında Audi sistemi biraz değiştirerek Quattro modelinde uygulamış ve rallilerde büyük başarılar elde etmiştir.Ancak sistem otomobil tarihinde ilk kez 1905 yılında Lotil marka araçta uygulanmıştır.4 WD sistemini her otomobil firması kendine has dizaynlarda üretmektedir. Sisteme nereden bakılırsa bakılsın genel anlamda 3 kategori dikkatleri çekmektedir:· 1.Gerektiği zaman kullanılan sistem · 2.Daimi kullanılan sistem · 2a . Akışkan kavramalı · 2b . Kilitlenebilir orta diferansiyelli · 3.Otomatik dört tekerleği dönndüren sistem Bu sistemlerden yüksek güçlü arabalarda direksistem daha ekonomik olduğu halde , orta ve düşük güçlü otolarda isteğe bağlı sistem daha avantajlı ve ucuz çözüm yoludur.
Supap Ayarının Yapılması: Doğru supap ayarı yapmak için genel prensip; ayarı
yapılacak supabın iticisi, birlikte çalıştığı kamın ökçesine temas halinde iken, supap sapı ile supabı iten parça arasına gerekli boşluğun verilmesidir.Supap ayarı için önce katalogdan emme ve egzoz supaplarına ait ayar değerleri bulunur.